Tasarım dünyasının en büyük avantaj ve -enteresan bir şekilde- dezavantajı tasarım konusundaki sınırsızlık. Bu sınırsızlık tasarımcıya esnek bir yaratım alanı tanırken, kullanıcılar için zorlayıcı olabiliyor. Material Design öncesinde tasarlanmış Android uygulamalarında bambaşka tasarım temalarıyla karşılaşmak kaçınılmazdı. Fakat Google’ın 2014 yılında tanıttığı ve gün geçtikçe tasarım dünyasında kendine yer edinen Material Design ile, kullanıcıların, akıllı telefon devrinden beri sıkıntı yaşadığı şu probleme çözüm bulunuyor: “Nereye tıkladığımda neye ulaşacağım?”
2014’ten itibaren gün geçtikçe kullanımı artan bu ekol sayesinde neredeyse tüm uygulamaların arayüzleri birbirine benziyor ve kullanıcı nerede neyle karşılaşabileceğini, ne yapmak için nereye tıklaması gerektiğini tahmin edebiliyor. Böylece kullanıcılar için birbirine benzer temalar ve kullanım kolaylığı sağlanmış oluyor. Daha ziyade pastel renklerin göz önünde olduğu bu ekolde kullanıcı, birkaç pratiğin ardından her arayüzü kolaylıkla kullanabilir hale geliyor.
Peki, buradan hareketle sektörel olarak nasıl kazanımlar gözetilebilir? Sosyal medya ve dijital dünyanın, eğlendiricilik unsurunun yanı sıra, hayatımıza kattığı en önemli kolaylıklardan biri de ticari ilişkilerde sağladığı pratiklik. Fakat ilgilendiği ürünleri bulmak için her arayüzde farklı farklı deneyimler yaşamak bir internet kullanıcısı için iç açıcı olmasa gerek. Dijital dünyanın hayatımızı, işlerimizi hızlandırması; hobi ve eğlenceye ulaşımı kolaylaştırması elzem, tabii ki. Bunun sağlanması için de temaların ortak bir kompozisyonda buluşmasını Material Design sağlıyor.
Fırsatları ortaya çıkarma, hedefleri gerçekleştirme ve yenilikçiliği benimseme yolunda ilk adımı atmaya hazır mısınız? Buradayız ve bağlantı kurmak için sabırsızlanıyoruz.